Atatürk'ü sevmek demek, memleketi sevmek demektir. Atatürk'ü sevmek Cumhuriyeti, Cumhuriyetin tüm erdemlerini, demokrasiyi, insan haklarını, hayvanları, kuşları, böcekleri, kelebekleri, hayatı sevmek demektir. Atatürk'ü sevmek bağnazlığa meydan okumak, cehalete kılıç çekmek, eğitimi sevmek, öğretmeyi en erdemli davranış olarak görmek demektir. Yani Atatürk'ü sevmek, sözde değil, özde olmalıdır. Bize ve öğretmenlerimize düşen en önemli görev ise onun bizlere emanet ettiği tüm değerlere sahip çıkmak, önümüze yol haritası olarak sunduğu bütün hedefleri tek tek gerçekleştirmek olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk, bedenen aramızdan ayrılmış olabilir ama Onun ruhu, fikirleri her insanın içinde sokakta, okulda, kitaplarda gezip dolaşıyor. Çünkü O fikirleri ile yaşayan özel bir insandır! Atatürk, modern dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer almasını çok istediği milleti için önemli hedefler koymuştur. Bilimin ışığında, çağdaş, modern ve Türk Milletine yakışır bir yaşam ve gelecek hedefi önümüze koymuştur. Yaptığı en önemli devrim ise cehalete meydan okuyan eğitim alanındaki reformlarıdır. Kendisinin hayatta iken her fırsatta dile getirdiği gibi gelecek nesil öğretmenlerin eseri olacaktır. Örneğin; "Öğretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir." sözü ile öğretmenlere çok ama çok önemli bir sorumluluk yüklemiştir. Onun emanetleri Türk Öğretmenler eliyle gururla, kıvançla, mücadele ile korunacaktır. Bu yüzdendir ki Cumhuriyet Onun izinden yürüyen tek bir insan kalana kadar daima payidar olacaktır.